Yayınlar

  • Anasayfa

LEHTAR İLE DÜZENLEYEN İLİŞKİSİ BAKIMINDAN TEMİNAT SENETLERİNDE TEMİNAT KAYDI DEĞERLENDİRMESİ

Teminat senetleri, bir sözleşmeye istinaden bir iş, mal veya hizmetin eksiksiz olarak ifa ve teslim edileceğini taahhüt eden tarafın, bu taahhüdünü hiç veya kısmen yerine getirmemesi halinde karşı tarafın zararını tazmin etmek amacıyla bir miktar bedel ödeyeceğini öngören senetlerdir. Nitekim teminat senedinin verildiği hallerde, taraflar arasındaki asıl ilişkide bir alacağın doğup doğmayacağının kesin olmadığı veya keşidecinin borcunun para dışında bir edim olduğu görülebilmektedir. Bir diğer deyişle teminat senetleri, senet lehtarı alacaklının uğrayacağı olası zararları güvenceye bağlamak için verilen bir güvencedir.

Kambiyo senetlerinden olan poliçe ve bononun teminat senedi olarak düzenlenebilmesi mümkün iken çekin ödeme aracı niteliği sebebiyle teminat senedi olarak düzenlenemeyeceği kabul edilmektedir. Ancak, tarafların anlaşması ile ileri tarihli olarak düzenlenen çeklerin teminat senedi olarak kullanıldığı da görülebilmektedir.

Bir kambiyo senedinin teminat senedi niteliği kazanması iki yöntemle mümkündür. Bu yöntemlerden ilki, doğrudan senet üzerine teminat senedi olduğuna ilişkin kayıt düşülmesidir. İkinci yöntem ise, senedi düzenleyen tarafların akdettikleri ayrı bir sözleşme ile senedin teminat senedi olduğunu kararlaştırmalarıdır.

Teminat senedi düzenlenirken birinci yöntem, yani doğrudan senet üzerine teminat senedi olduğuna dair kayıt düşmek tercih edilecek ise, bu kaydın geçerliliği için Yargıtay içtihatları ile belirlenen koşullar dikkate alınmalıdır.

Öncelikle, Yargıtay, kambiyo senedinde soyut teminat ifadesini (örneğin “teminattır”) teminat senedi niteliği kazanılması bakımından yeterli görmemekte, neyin teminatı olduğunun belirtilmesini, taraflar arasındaki asıl ilişkiye atıf yapılmasını gerekli görmektedir. Senet üzerinde mevcut -asıl borç ilişkisine atıf yapılmaksızın- yalın bir “teminattır” ibaresinin soyut niteliği sebebiyle yok sayılması gerektiğini ve bu kaydın senedin kambiyo senedi olma vasfını etkilemediğini ileri süren doktrin görüşlerine paralel olarak, teminatın neyin teminatı olduğunun belirtilmemesi sebebiyle senedin mücerrettik vasfının ortadan kalkmayacağı yönünde Yargıtay içtihatları da bulunmaktadır.  

Bonoda teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibare bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 gün ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 gün ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/19-67 E., 2010/99 K. sayılı kararlarında da aynı hususlar benimsenmiştir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.03.2018 tarihli 2017/12-1140 E. 2018/563 K. sayılı ilamı)

Takip konusu senet arkasında işbu senet teminattır biçimindeki açıklama, neyin teminatı olduğunu açıkça belirtmediğinden, anılan senedin teminat senedi olduğunun kabulüne yeterli değildir. Dairemizin yerleşik ve süreklilik arz eden içtihatları da bu yöndedir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.2001 gün ve 2001/12-496 E., 2001/534 K. sayılı ilamı)

Yargıtay’ın söz konusu kararlarından açıkça anlaşıldığı üzere, bir kambiyo senedinin teminat senedi niteliği kazanabilmesi için, bononun ister ön yüzüne ister arka yüzüne neyin teminatı olarak verildiğinin yazılması ya da bu hususun İcra İflas Kanununun 169/a maddesinde öngörülen ayrı bir belge ile kanıtlanması gerekmektedir.

Buradan hareketle ikinci yöntem olarak ayrı bir sözleşme ile senedin teminat senedi olduğunun kabul edilmesi halinde, sözleşmede yazılı olan teminat kaydının ayrıca kambiyo senedinin üzerinde yer almaması sebebiyle kambiyo senedinin geçerliliğine halel getirmeyeceğini belirtmek gerekir. Nitekim senet üzerinde teminat niteliğine dair hiçbir kayıt bulunmaması sebebiyle, kambiyo senedine bakıldığında teminat senedi niteliği de anlaşılmayacaktır.

            Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlunun, takibe dayanak bononun teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, … 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 10.12.2016 tarih ve 2016/510 E. – 2016/914 K. sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, borçlunun itirazın reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu, … Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 24.01.2017 tarih ve 2016/256 E. – 2017/134 K. sayılı kararı ile “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/2 maddesi uyarınca davacının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan kabulüne, … 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/510 E. – 2016/914 K. sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulü ile … 4 İcra Müdürlüğü’nün 2016/19821 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin İİK’nun 170/a-3 maddesi gereğince iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince, takip dayanağı senet dışında, senede atıf yapan sözleşmeye dayalı olarak senedin, teminat senedi olduğu kabul edilmiş olup, bu durumda borçlunun başvurusu, İcra ve İflas Kanunu’nun 169. maddesi kapsamında borca itirazdır. Borca itirazın kabulü halinde, aynı Yasanın 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, senedin, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca teminat senedi olması nedeniyle borca itiraz kabul edildiğine göre, ”takibin durdurulması” yerine ”takibin iptaline” hükmolunması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzelterek onanması gerekmiştir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22.03.2018 tarihli 2017/3121 E. 2018/2955 K. sayılı ilamı)

Halbuki, kambiyo senetlerinin geçerlilik şartlarından olan “kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini” içermeyen senetlerin kambiyo senedi vasfı ortadan kalkacağından, teminat kaydında ödeme yapılması şarta bağlanan senetlerin kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine konu edilmesi de mümkün olmayacaktır.

Avizo, bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de illetten mücerretlik veya muayyenlik vasfını ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konması, onun kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırır. Somut olayda takip konusu edilen bononun arkasına “İnşaat sözleşmesine aittir. İnşaatın bitimine kadar ödenecektir” şeklinde konulan ibare ödemeyi başka bir olayın vukuuna bağlamış ve bu haliyle bononun muayyenlik unsurunu ve dolayısıyla kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırmıştır. Nitekim keşideci borçlu da (ancak yargılama ile belirlenebilecek biçimde) inşaatın tamamlanmadığını ve henüz ödeme zamanının gelmediğini ileri sürmüştür. Bono vasfı bulunmayan belgeye dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağına dair kural da (İİK. m. 168/1) dikkate alındığında borçlu aleyhine bu yolla takip yapılması doğru değildir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2017 tarihli, 2017/12-330 E. 2017/1088 sayılı ilamı)

İcra takibinin dayanağı olan bonoların ön yüzünde ve sadece “teminat senedidir” ibaresinin bulunması onun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere ilişkin özel yol ile takibe dayanak yapılmasını engellemez. H.G.K. nun 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine H.G.K. nun 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da dayanak belgenin (hangi ilişkinin) teminatı olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanmadığı sürece “teminat senedi” sözcüklerinin tek başına bononun kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini etkilemeyeceği kabul edilmiştir.” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 29.6.2004 tarihli, 2004/13519 E. 2004/17138 K. sayılı ilamı) 10.11.2020

                                                                                   Avukat Çağla Defnesu KOÇ

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir